Her
şey sevgi ve muhabbet ile başladı. Sevmek üzerine bina edildi bütün âlem… Sevgisi,
sevilmesi, kendisine duyulan muhabbetin derinliği ile tasavvufî açıdan varlığımızın
da temel dayanağı kabul edilen Hz. Muhammed (SAV) : “Kişi sevdiğine sevdiğini
söylesin” [1] Hadîs-i Şerîfiyle, sevmenin, sevilmenin doğallığına vurgu yaptı evrensel
çağrısıyla.
Sevmek, sevilmek ne de güzel şey. Doğal, katıksız ve karşılıksız
sevebilene ‘Aşk Olsun!’
Aşkın Sembolü; Gül |
‘Sevgililer
Günü’ hikâyeleri günümüz toplumlarında bilinirliğini her geçen gün arttırıyor. Antik Yunan takvimlerinde Ocak ve Şubat aylarının
ortasına denk ''Gamelyon Ayı'' Yunan tanrıları Zeus ve Hera'nın evliliğine
adanmıştır. Bu ayın bitim günü olan 14 Şubat ise, büyük şenliklerle kutlanmıştır (Yıldız) .
Zeus ve Hera Tasviri |
Roma
İmparatorluğu’nun pagan kültüründe ise ‘Luepercalia’
adı verilen, üç günlük bir festivalden bahsedilir (BBC, 2015) . Roma’nın kapalı
toplum yapısı içinde genç kız ve erkeklerin yıl boyunca görüşmeleri mümkün
olmadığı için, düzenlenen yarışmaları tamamlayan erkek yarışmacılar, bitiş
çizgisinde bir kap içinde kendilerine uzatılan isim yazılı kâğıtlardan bir
tanesini seçerler. Bu şekilde tanıştıkları genç kız ile vakit geçirip
birbirlerini tanıma yoluna giden gençler birbiriyle uyumlu olduklarını
düşünürlerse evlilik kapısı açılır, aksi halde ise bir yıl sonraki festivale
kadar beklemekten başka çare kalmamıştır.
Bu
durum Ege kasabalarında halen yaşatılan ‘Gencer’
kültürünü anımsatmaktadır. Dinî bayramların 4. Günü kurulan bir panayırla
birlikte kutlanan ‘Gencer’
geleneğinde farklı köylerden şehir merkezine doğru bir toplanma söz konusu
olduğundan, gençlik çağındaki kız ve erkeklerin birbirini görüp, haberdar
olması mümkün olmaktadır. Bazı durumlarda da karşılıklı göz süzen gençler, işi
ilerleterek ailelerin bir araya gelmesiyle düğün dernek kurmaktadır.
Sosyal
medya ve iletişim materyallerinde yaşanan hızlı gelişim bir takım
değişiklikleri kaçınılmaz olarak beraberinde getirirken, kültürel mirasta da
bir erozyona sebep olduğundan, günümüzde ‘Aziz
Valentine Günü’ herkes tarafından bilinirken ‘Gencer’ deyimini duyan pek fazla insanımız kalmamıştır.
Katolik Kilisesi tarafından ilk resmi Aziz Valentine Günü, Papa Gelasius
tarafından 496 yılında 14 Şubat'ta ilan edilmiştir (BBC, 2015) .
Günümüz dünyasında çokça itibar gören efsanenin kaynaklığında olay şöyle
gelişir; İmparator
Claudius II (İmparatorluğu MÖ-268'den 270'e) Romalı askerlere evlenmeyi yasaklamıştır (Sarı, 2016) . Her yasağın bir
kahraman doğurması olayı gerçekleşince de, bir sevdiği olan askerlerin,
saklı-gizli nikâh kıyan Rahip Valentine’in önünde kuyruk olması gizli kalamamıştır.
İmparator, emrine uymayan rahibi ölümle cezalandırmıştır. Sevenleri kavuşturma
misyonu Katolik kilisesi açısından hoş bir klişe olarak görülünce de Rahip
Valentine, Aziz Valentine’e dönüşmüştür.
İmparator 2. Claudius |
Roma’dan çok sonra Osmanlı ordusunda da Yeniçeriler
arasında uzun bir süre evlilik geleneğinin olmadığı düşünülünce, efsanenin
temellendiği konu gerçeklerden uzak görünmemektedir. Ancak yakın tarihlerde iki
farklı Valentine’in daha yaşadığı kaynaklarda geçmektedir. Bunlardan ilki; Roma
yakınlarında ki Terni olarak
anılan kentten bir papaz, diğeri ise Kuzey Afrikalı bir misyonerdir (BBC, 2015) .
Anlatılanlara bakılırsa, iki açıdan yanılgıya düşmemek lazımdır. İlk olarak
askerlere evlilik yasağı tarih boyunca hiç rastlanmayan bir durum değildir.
İkinci olarak da rahip Valentine sevgilileri ‘nikâh kıyarak’ sonsuza kadar bir araya getirmekte, günümüz popüler
kültüründeki gibi gelir-geçer heveslere hizmet etmemektedir.
‘Bahr-i ışka düştün ey dil la’l-i
cânânı unut’
(Ey gönül! Aşk
denizine düştün, sevgilinin lâl taşı gibi dudağını unut)
beytini kaleme alan üstad Fuzulî, Âşık’ın vuslatının cismanî olmadığını en
nazik şekilde ifade ederken, sanki günümüz tüketim toplumunun sırlarına da
vâkıfmış gibi gönül kalemini oynatmıştır.
Popüler kültürün ve
küreselci, kapitalist bakış açısının aşkı bile maddiyata endekslediği bugünün
dünyasında kuyumcu önlerinde kuyruğa girerek aşkını ispat çabasında olanlardan
değilseniz sıkıntı yok. Ancak size dayatılan ‘obje kaynaklı’ mutluluk anlayışı
seline kapılıp giderseniz yandınız demektir. Zira sadece ABD’de kişi başı
ortalama 142,31 USD harcama yapılan ve neredeyse 20 Milyar USD'lik bir
tüketimin gerçekleştiği (BBC, 2015) sevgililer gününde,
bir hediye alacak ya da alınacak kimsesi olmayan o kadar çok kişi var ki…
Sevgililer Günü Hediye Dağılım Diyagramı |
Son olarak Fuzulî’nin
bir beytini hatırlatalım yine;
‘Levh-i
hâtır sûret-i cânâna kıl âyîne-veş
Anı
yâd it her ne kim yâdunda var anı unut’
(Gönül levhanı sevgilinin resmini
aksettirmesi için ayna gibi yap ve yalnızca onu yâd et, hatırında ondan gayrı
ne varsa hepsini unut)
Gönlünüzde
gerçekten sevdiğiniz kim ve ne varsa 14
Şubat ya da başka bir an fark etmez, sevdiğinize
sevdiğinizi söyleyin ve sevinin, şanslısınız. Sevmek güzel şey…
“Aşka uçarsan
kanatların yanar."/ Sadi Şirazi
“Aşka uçmazsan
kanatların neye yarar?"/Mevlana
“Aşka varınca
kanadı kim arar?"/ Yunus Emre
Kaleme Alan: Hüsnü Egemen ABİRDÂN
[1] "Biriniz kardeşini
(Allah için) seviyorsa, ona sevdiğini söylesin." [Ebû Dâvud, Edeb 122,
(5124); Tirmizî, Zühd 54, (2393).]
Yorumlar
Yorum Gönder