Gastronomik ve Folklorik Şenlik |
Yarım
asırlık yakın geçmiş, şehir kültürünün ve şehirlerde yaşayan insan sayısının
hızla artışına sahne olmuştur. Belki de bu yüzden insanlar günümüzde geçmiş
günlere duyduğu özlemle yeni trendlerin peşinden koşmaktadır. Gastronomi turizmi de günümüzün moda trendlerden olmuştur.
Kültür
ve yemek arasındaki ilişkiyi inceleyen yeme-içme bilimi ve sanatı gastronomidir
(Cömert & Özkaya, 2014). Bu sözcük Fransızlarca 1835 yılından bu yana
kullanılmaktadır (Karaca vd., 2015).
Gastronomi
turizmi, bir bölgeye özgü yemekleri sunarak ve bölgenin kültürel kimliğini ve
mirasını yansıtarak; bölgeye rekabet avantajı sağlayan, daha önce yaşanmamış
bir yiyecek-içecek deneyimi yaşama imkânı sunan bir turizm şeklidir (Harrington
& Ottenbacher, 2010).
Ege Otları |
Uzun ve sağlıklı yaşamın ayrılmaz parçası olan Akdeniz
tipi beslenme, sağlıklı beslenmenin öneminin kavramasıyla daha
fazla ön plana çıkmıştır. Türk Mutfağı’nın da önemli bir bölümüne hâkim olan
Akdeniz tipi beslenmenin temelini yabani otlar ve ot yemekleri oluşturmaktadır
(Kılıç, 2010). Ege havzası da söz konusu kültürün en önemli temsilcilerinden
olup yabani otların cenneti hükmündedir. Gastronomi turizmi içerisinde yabani
otlar ve ot yemeklerinin her geçen gün daha önemli hale geldiği gözlenmektedir.
Türkiye florası 10 binin üzerinde bitki türü ile
dünyadaki bitki türlerinin yaklaşık % 3,6’sına sahiptir (Karaca vd.,2015).
Anadolu doğal kaynaklar açısından oldukça zengin olup, bu zenginliğin önemli
bir kısmını hayatta kalmakta usta olan yabani bitkiler oluşturmaktadır
(Kadıoğlu vd., 2010).Taze Kekik |
Sebze ve meyveden farklı olarak “Ot” sözcüğü insanlar
tarafından üretilmeyip doğada kendiliğinden yetişen bitkiler için kullanılmaktadır. Yabani otlar, sebze yemekleriyle, çorbalarla
tüketildiği gibi, bazen sarma ve salataları zenginleştirmekte; bazen de
demlenerek çay olarak içilmektedir. Bazı otların özel aroması taze ya da kuru
baharat olarak da kullanılmaktadır.
Tarla bitkilerine oranla yüksek oranda biyoaktif bileşenlere sahip olan
yenilebilir yabani bitkiler tıbbi faydaları nedeniyle antik çağlardan beri tüketilmektedir
(Karaca vd., 2015).
Ege'de yaşayanlar ülkemizde otlar konusunda damak tadı
en gelişmiş olan ve en zengin çeşitlemeleri oluşturan insanlardır. Bu yıl 8. Kez düzenlenecek
olan “Alaçatı Ot Festivali” de Ege'liler tarafından düzenlenen, batıdaki
örneklerini kıskandıracak cinsten karnaval havasında bir şenliktir.
Karnaval Havasında Ot Festivali |
Alaçatı
Ot Festivali, 2017 yılında 6-9 Nisan tarihleri arasında gerçekleşecek. Bu
kapsamda ünlü şeflerin atölye etkinliklerine katılabilir, doğa yürüyüşleri ile ot
toplama ve tanıma etkinliklerinde bulunabilir, seminerler ile ufkunuzu
genişletebilirsiniz. Ya da sadece çeşit çeşit şifalı yöre otlarının
şenlendirdiği tezgâhlar arasında ilkbaharın güzelliğini otantik Alaçatı
sokaklarında yaşayabilirsiniz.
Geçtiğimiz
yılki festival için 20’den fazla seyahat acentesi Alaçatı’ya 2-3 günlük turlar
düzenlemiş, on binlerce insanı bölgeye taşımıştır. Başta Avrupa olmak üzere,
Japonya, Arap ülkeleri ve Pakistan’dan gelen turistlerin katılımıyla şenlik
atmosferi daha renklenmiştir. Bu atmosferde festivalin Çeşme ve Alaçatı’ya
ekonomik katkısının yaklaşık 3 milyon TL. olduğu hesaplanmaktadır (Demir,
2015).
Çocuklar İçin Atölye Etkinliği |
Alaçatı
ziyaretinizde damla sakızlı lezzetler de sizi bekleyen bir başka sürpriz olarak
karşınıza çıkacaktır. Sakızlı muhallebiden tutun da, sakızlı kurabiye, sakız
reçeli vb. pek çok yöre ürünü beğeninize sunulacaktır. En azından kahve molası
verdiğinizde, bol köpüklü Türk kahvenizin yanında lokum yerine bir bardak suyun
içine eklenmiş damla sakızı reçelini ikram ettiklerinde şaşırmayın.
Geleneksel
tıp açısından sakız reçinesinin karın ağrısı ve hazımsızlık gibi hastalıkların
tedavisinde 2500 yıldan beri kullanıldığı, modern bilimsel araştırmalar da ise,
mide ülserine neden olan bakteriye karşı iyileştirici etkisi olduğu tıbben tespit
edilmiştir (Onay vd., 2016).
Türk Kahvesi, Sakızlı Kurabiye, Bardak İçinde Damla Sakızı Reçeli |
Her
köşesinde ayrı bir şifa kaynağına ulaşılan Ege’nin bu yönüyle tanışmak için
bahar ayları önemli bir fırsat oluşturuyor. Eğer bu davete icabet etmede
sıkıntı yaşarsanız Egeye Dönüş olarak biz sizlerin her zaman yanınızda olmaya
devam ettiğimizi belirtmek isteriz.
Kaleme
alan: Hüsnü Egemen ABİRDÂN
Atölyeden Bir Kare |
Enginar |
Festivale Doğru |
Yemyeşil Tezgahlar |
Yöresel Lezzetler |
Yorumlar
Yorum Gönder