Aydın’ın Söke ilçesinden Didim istikametine doğru
yol alırken yaklaşık 25 kilometrelik bir mesafeden sonra yolun sağ tarafında,
küçük bir kahverengi tabelanın eşliğinde ulaşacağınız, dağın eteğine kurulmuş
ve hala binlerce yıl öncesinin saldırılarına maruz kalma korkusuyla, doğanın
koynunda gizlenmiş, gereken özen gösterilmemiş, güzel ama güzel olduğu kadar
özel bir yerleşim yeri Priene. Lakin tarihi geziler sırasında rastladığınız,
tarihle ilişkilendirilemeyecek kadar yeni ve tarihin aşıladığı milli şuurla
örtüşmeyen ithal hediyelik eşya satıcılarının olmadığı… Görevli arkadaşların
salaş tavırlarından, kendinizi siftah yapmamış bir dükkânın ilk müşterisi
zannettirecek kadar sakin… Geniş ve sessiz alanı arkanızda bırakıp antik kente
girdiğiniz hissi vermeyecek derecede sade bir kapıdan giriş yapıyorsunuz.
Menderes Nehri'nin Oluşturduğu Delta Ovası |
Çam ağaçlarının arasında parke taşı döşenmiş dik
ve sanki yanı başında kıvrılarak süzülen Menderes Nehri’ne özenmişçesine
dolambaçlı yol, nihayet sizi etrafı kalın taşlarla örülmüş geniş basamaklı bir
merdivene ulaştırıyor. Merdivene atacağınız ilk adım, taş ile kaplanmış bir
zeminden, tamamen taştan oluşan başka bir zemine atılmış bir adımdan çok
fazlasıdır. Günümüz modern dünyasından tarihin derinliklerine, onlarca yüzyıl
geriye atılan bir adımdır.
Tarihe Atılan İlk Adımların Şahidi Olan Merdivenler |
Müteakip attığınız her adımda ayaklarınızın
altındaki taşların binlerce yıl önce elbette bir hikayesi olan birileri
tarafından yerleştirilmiş olduğunu, kaç neslin yüzüne şahitlik ettiğini, hatta
içine işlemiş güneşi, yağmuru, soğuğu hissedebilirsiniz parmak uçlarınızda…
DÜNYANIN İLK
PLANLI ŞEHRİ; PRİENE
Yağmur suları birikmesin diye ortasına suyolu
yapılan muntazam merdivenlerden çıkınca sizi küme şeklinde ev kalıntıları
karşılayacak. İmar ve şehircilik müdürlüklerinden yoksun bir dönemde şehri eşit
80 parçaya bölüp, her bölmeye 8 hane sığdırıp, dikdörtgen biçimdeki bu
bölmelerin birbirine dik açıyla kesen yollarını inşaa eden ve bütün yol kesişim
noktalarının birbirine eşit mesafede olmasını sağlayıp dünyanın ilk ızgara
formatında planlanmış şehrini kuran Priene sakinleri, bizlere gecekondu
mahallelerinin içler acısı halini hatırlatıp, çarpık kentleşme sorunlarımızla
yüzleşmemizi sağlamışlar.
Konut Kalıntıları |
Priene Kenti Yerleşim Planı |
SEVGİ YOLUNDA
HERANIN AŞKI; ZEUS TAPINAĞI
Konutların arasından şaşkınlık içerisinde
ilerlerken karşınıza Zeus Tapınağı gelecektir. Dikdörtgen biçimde dizayn
edilmiş tapınak, ortadaki işlenmiş taşın üzerinde Zeus’un oturup, kutsal yoldan
geçip yanına gelecek Hera’yı bekliyor hissi uyandıracak kadar mabet havasını
muhafaza etmiş eşsiz bir yapı.
Zeus Tapınağı |
RUHSAT
ALAMAYAN İNŞAAT; ATHENA TAPINAĞI
Agora yolundan çıkarken sırtınıza gelen tarafa
baktığınızda size yıllardan beri coğrafya derslerinde anlatılagelen akarsuların
biriktirme şekillerinden olan Delta Ovasını göreceksiniz.
Menderes Delta Ovası |
Menderes Nehri’nin taşıdığı topraklarla oluşturduğu Söke Ovası’nın muazzam büyüklüğü, sizi gezmekte olduğunuz şehrin deniz kenarında kurulduğu gerçeğine inanmakta güçlük çekmenize neden olacaktır.
Agora'ya Çıkan Yol |
Yönünüzü keskin uçurumların olduğu, şehirdeki mermer
ihtiyacının karşılandığını tahmin ettiğiniz, şehrin sırtını yasladığı dağa
döndüğünüzde, göğe doğru uzayıp giden sütunlara ilişecek gözleriniz.
Şehrin Sırtını Yasladığı, Mermer İhtiyacını Karşıladığı Dağ |
Tanrılar Tanrısı Zeus’a ne kadar yakın olursa, “Zeytine ve incire and olsun” ayetinden bîhaber, incir ve zeytinin anavatanında kafasına barışın simgesi zeytin dalından taç yaparken, elinden de kalkanını bırakmayan barış ve savaşı bünyesinde barındıran Tanrıça Athena’nın o kadar hoşuna gidecekmişçesine devasa yapılmış sütunlar.
Athena Tapınağı |
Sütunlara dokunabiliyorsanız Dünyanın Yedi
Harikası’ndan biri olan ‘Mousoleum’un mimarı ‘Pytheus’ ile aynı noktaya
dokunuyor olabilirsiniz. Ve üzerine çıkıp fotoğraf çektirdiğiniz tamamlanmamış
sütun parçaları tapınak inşaasının ne yazık ki bitirilememiş olduğunun
kanıtıdır. Uzun süren savaşlar, yağmalamalar, şehri başka medeniyetlerin ilhakı,
tapınağa gereken önemin verilmediğini hatta Kapadokya Kralı’nın oğlu, Priene’de
kısa süren Kapadokya Krallığı hakimiyetine Romalılar son verirken, gömüp
kaçtığı hazinesini geri almak karşılığında tapınağı onarma sözü verdiyse de
sözünü tutmadığını görüyoruz.
ALKIŞ
YANKILANMALARI; TİYATRO
Tiyatro, kilise ve mısır tapınakları tabelalarını
takip ettiğinizde kendinizi binlerce yıl önce sergilenen bir tiyatro oyununun
içinde, günümüz sirk gösterilerini andıran bir gösterinin tam ortasında ya da
şehrin genç kralının ateşli bir konuşmasına alkış tutarken bulabilirsiniz.
Yaklaşık 7 bin kişilik tiyatro salonunun ilk sırasında oyulmuş mermerden
yapılan koltukların şekilleri ve konforu kimlerin oralarda oturabileceğine dair
sizlere fikir verecektir.
Antik Tiyatro |
Tiyatroda Mermerden Oyulmuş Koltuklar |
PRİENE’Lİ BİAS
Tarihe ait olmadığını kabullenmiş, destek
demirleriyle sağlamlaştırılıp sokak lambalarıyla aydınlatılması yapılmış yıkık
kilisenin duvarlarının yanından geçip, muazzam şekilde kesildiği anlaşılan
merdivenlere doğru yönelince, sağınızda ve solunuzda diğerlerine nazaran bir
nebze daha şeklini korumuş evlerle karşılaşıyorsunuz. Elbette top oynadığı için
annesinden dayak yiyen Pierne’li çocukların seslerini duymuyorsunuz ama
arkadaşlarını etrafına toplayıp doğruluk ve dürüstlük üzerine konuşma yapan
Bias’ın öğütlerine kulak verebilirsiniz;
Sakınmayı sev,
Saygılı bir dinleyici ol,
Yeri gelince konuş,
Kendine aynada bak, güzel buldunsa onurlu bir
biçimde davran, çirkin buldunsa doğanın eksikliğini onurlu bir biçimde
davranışlarınla kapat.
Antik Çağ’ın yedi büyük düşünüründen biri; zekası
sayesinde şehrini iki kez kuşatmadan kurtaran Bias… Priene kentinin tabi olduğu
İyon Uygarlığı üzerine 12 bin dizelik şiir yazan Bias’ı duymaya çalış.
Kim bilir belki de Priene’nin her yerine dağılmış, üzerindeki yazıların hala okunabildiği taşlar, Bias’ın müsveddeleridir. Ya da taşı toprağı altındır diyerek Atina’ya giden hemşerilerinin, bir gün Pierne’ye dönüşlerinde onları karşılamak için bıraktığı bir pusuladır…
Bias'ın Müsveddeleri |
Okumak fiili bazen kitapta, bazen tabiatta, bazen
de Priene’deki gibi taşlar üzerinde hayat bulur. Egeye Dönüş ekibi, tarih,
kültür ve medeniyet keşiflerine, sıra dışı okumalarına, kendi ilgi ve bilgi
alanı olan Ege’de devam edecek… Keyifli okumalar…
Kaleme alan: Hasan EFE
Yorumlar
Yorum Gönder