BAYINDIR ÇİÇEK FESTİVALİ VE TİRE'NİN KEŞFİ

İzmir denince ilk akla gelenlerden biri Kordon yani deniz boyunca uzanan sahil şerididir. Fakat İzmir sadece deniz demek değildir. Egeye Dönüş farkıyla bilinmeyen İzmir’e, İzmir’in iç kesimlerinde kalan ilçelerine bir yolculuk yapmaya ne dersiniz? Bugün sizi gizemli yönleriyle İzmir’in ilçelerinden Bayındır ve Tire’de dolaştıracağız…

Bayındır Belediyesi Hizmet Binası

İzmir’in güneydoğusunda yer alan Bayındır ilçesine merkezden yaklaşık 80 km.’lik bir yolculukla ulaşabilirsiniz. Her yıl Nisan ayının son haftası ya da Mayıs ayının ilk haftası çiçek Festivaline ev sahipliği yapan Bayındır’a “Çiçeğin Başkenti” yakıştırması yapılmasının sebebini bu yolculuk sırasında anlayacaksınız. Zira şehrin etrafına konumlanmış yaklaşık 600 çiçek serası ile ülke çiçekçiliği açısından oldukça büyük bir potansiyeli olan Bayındır ilçesi adeta kocaman bir çiçek bahçesini andırmaktadır. Türkiye'de üretilen; yer örtücü bitkilerin % 70'i, mevsimlik süs bitkilerinin % 30'u Bayındır'da üretilmektedir (Bayındır Kaymakamlığı, 2017). Yani Bahar aylarında İstanbul başta olmak üzere şehrinizi süsleyen laleler gerçekte Bayındır seralarında üretilen fidanların çiçeğe durmuş halidir.

Bayındır Çiçekleri

Dünyada 145 ülkede ticari anlamda süs bitkileri üretimi yapıldığı tahmin edilmektedir ve sektörün büyüklüğü 50 milyar $ civarındadır (Yazgan vd., 2005). Ülkemizde geçmişi 1940’lı yıllara kadar uzanan süs bitkisi üretimi 1990’lardan sonra çok daha büyük ölçekte bir artı değer doğurmaktadır. Bayındır’da bu artı değere ciddi anlamda katkı sağlamaktadır. 2010 yılından beri uluslararası çapta organize edilen Bayındır Çiçek Festivali’nin 2017 yılında yirmincisi düzenlenecektir. Çiçek festivali esnasında sergilenen çiçeklerin renk ve kokularıyla oluşturduğu atmosferi anlatmaya kelimeler yetmediği için, bu eşsiz güzelliği yerinde yaşamanızı ve Bayındır’a festival zamanı uğramanızı Egeye Dönüş ekibi olarak özellikle tavsiye ediyoruz.

Çiçek Serası

Bayındır Belediyesi’nin Emniyet Genel Müdürlüğü ve GSM Operatörlerinden derlediği verilere göre; 4-8 Mayıs 2016 tarihlerinde düzenlenen 19. Uluslararası Bayındır Çiçek Festivali’ne 1 milyon 300 bin kişilik rekor bir ziyaretçi katılımı gerçekleşmiştir. Festival etkinlikleri kapsamında 2016’da ilk kez yapılan “En Lezzetli Çiçek Reçelleri” yarışmasında Portakal Çiçeği Reçeli birinci olurken, Itır Çiçeği Reçeli ikinci ve Gelincik Çiçeği Reçeli de üçüncülüğü elde ederek, çiçeklerin saksılardan mutfaklara yönelişini temsil etmiştir.

Portakal Çiçeği Reçeli

Uluslararası Bayındır Çiçek Festivali etkinlikleri renkli anlara sahne olurken, aynı zamanda şehrin marka değerine de katkı sağlamaktadır. Bu amaçla “En Güzel Balkon Yarışması” adıyla düzenlenen etkinlik en az festival alanındaki tezgâhlar kadar Bayındır’ın tarihi sokaklarını da gezmenizi sağlayacak hoş bir fırsat doğuracaktır. Ara sokaklarda Bayındır evlerinin renk cümbüşü içindeki balkonlarını keşfi bitirdikten sonra Bayındır Belediyesi Hizmet Binası’nı da mutlaka görmenizi tavsiye etmekteyiz.  1942 yılında Halk Evi olarak yörenin kayrak taşlarından inşa edilmiş bina, 1952 yılında Bayındır Belediyesi'ne tahsis edilmiştir. Dış görünümündeki tarihi doku yanında iç mimarisinin modernliği ile de ziyaretinize renk katacak ayrıntılardan birisi olan belediye binası size elinizi deklanşöre götürme ihtiyacı hissettirecektir. 

Bayındır Belediyesi Hizmet Binası İçi

Bayındır gezinizde festivalin son gününe kaldıysanız aç kalma riskinin olduğunu belirtmeliyiz. Çünkü orta-küçük ölçekte bir Ege kasabasında bir günlük kapasitenin oldukça üstünde bir ziyaretçiye hizmet yetiştirilmesi kolay bir iş değil. Bu noktada Bayındır halkının misafirperverliği devreye girse de, bizim tavsiyemiz yemek için en azından yakın bir diğer ilçe olan Tire’ye doğru yönlenmeniz. Eğer festivalin son gününe kalmadıysanız ya da sabah erkenciyseniz, Bayındır’da ana cadde üzerinde yer alan kasap dükkânlarını özellikle tavsiye ederiz. Zira bu dükkânların içine girdiğinizde sıradan bir kasap dükkânından oldukça farklı bir ambiyansla karşılaşmaktasınız. Sizi güler yüzle karşılayan gençler çeşit çeşit et ürünlerinin gözünüze hoş gelenini tamamen sizin keyfinize uygun olarak, hemen mangalın üzerine atıp, sıcacık servisini yapmaktalar. Dolaplardaki çeşitlilik önce gözünüze hitap ettiği için, ilk bakışta zorlansanız da değişik ızgaralıkları, adet bazında seçmek oldukça keyifli. Sucuktan, böbrek yatağına, pirzoladan, kaşarlı köfteye, adana kebaptan, tavuk şişe, her damağa, her zevke uygun işlenmiş bu taze etlerden oluşturacağınız sonsuz kombinasyon olsa da tavsiyemiz porsiyonunuzu çok fazla abartmadan seçmeniz.

Kasapta Pişirilen Karışık Izgara

Bayındır’ın büyülü atmosferinden kurtulabilenler yirmi dakika yolculuk edince Tire’ye ulaşacaklardır. Tire İzmir’in tarih kokan kadim ilçelerinden birisidir ve Güme Dağı eteklerinde kurulmuştur.

İzmir ilinin toplam 3 buçuk milyon dekar tarım alanının 340 bin dekarına (yaklaşık % 10 kadarına) Tire ilçesi sahip olup; ilçe gerek hayvan varlığı gerekse süt üretim miktarı bakımından önemli bir konumdadır (Kınay, 2008). Süt ile bu denli iç içe olan Tire’nin lor tatlısı da dillere destan bir lezzete sahiptir. Kalıp tuzsuz lor peyniri üzerine dökülen bol miktarda karadut reçeli ile hazırlanmış olan lor tatlısı günün yorgunluğunu atmak amacıyla mutlaka denenmesi gereken özel ve hafif bir tatlı olarak sizi bekler.

Lor Tatlısı

Tire’nin en az lor tatlısı kadar meşhur bir başka lezzeti de şişe takılarak pişirildikten sonra, özel bir domates sosuyla servisi yapılan terayağlı köftesidir. Yöre bir köfte cenneti olunca her ilçenin farklı bir yorum kattığı köfteye Tire eşrafı da kendince bir başka anlam katarak bu lezzeti sunmaktadır.

Tire Köftesi

Tire’de mutlaka görülmesi gereken yerlerden bir tanesi de Dere Kahve Mesire Alanı’dır. Eğer çok yorgun değilseniz bu alana dik bir yokuşu göze alıp yaya olarak çıkmalısınız. Çünkü bu sırada Tire’nin eski sokaklarında pek çok ilginç fotoğraf karesi yakalama mutluluğunu tadacaksınız.

Dere Kahve Mesire Alanı

Dere Kahve Mesire Alanı’nın girişinde sizi eski bir tulumba karşılayacak. Elinizi yüzünüzü buz gibi suyuyla yıkayıp, kendinize demli bir çay ya da sade bir kahve siparişi verip, ağaçlarla yeşillenen Ayazma’nın şırıltısına kulak kabartabilirsiniz bu kartpostal görünümündeki alanda.

Mesire Alanı Girişindeki Tulumba

Dere Kahve Mesire Alanı Hristiyanlarca yüzyıllardır kutsal sayılan Ayazma (Kutsal Su) sebebiyle de ziyaretçi çeken bir alandır. 16. yy.’da yapıldığı düşünülen Şemsî Mescidi ise maalesef restore edilmek yerine yıkılıp yeniden yapıldığından bütün tarihi değerini kaybetmiş durumdadır. Umuyoruz ki böyle örnekler bir daha karşımıza çıkmaz. Dülgerzade Şemseddin Ahmet Bey tarafından yaptırılan mescit, Ayazma ile aynı binada yaşayan, iki farklı dine ait, iki farklı dîni obje olarak kültürel zenginliğimizi yansıtmaktadır. Mescidi ziyaret edenler hemen alt katına yönelip kutsal su ile karşılaşabilirler. Dere Kahve ziyaretinizde suyun kenarından kaynağına doğru kısa bir yolculuk yapmanız halinde evlerinin önünde oturan yaşlı Tire’lileri görüp imreneceksiniz. Turistik amaçlarla ziyaret ettiğiniz bu doğa harikası yemyeşil cennetin, insanların evinin avlusu gibi konumlanmış olması yöre halkı için ne büyük bir zenginlik…

Ayazma Girişi

Gezimizin dönüş yolunda biraz yorgun, ama çokça mutlu; Egeye Dönüş sayesinde farkına vardığımız güzelliklere şükredip, aynı coğrafyada yaşadığımız ama lezzetini yeni tattığımız ne çok şey olduğunu düşünmeden edemedik… Ege sizi de çağırmakta, kulak verin…

Kaleme alan: Hüsnü Egemen ABİRDÂN 

Ege Sizi Çağırıyor
 

Yorumlar