Türk toplumunun genelinde ramazan orucu
ruhen ve bedenen arınmanın bir formülü olarak algılanır. Ancak zaman zaman
hepimiz iftar ya da sahurda yemeğin dozunu azıcık kaçırıp, sonrasında midemizin
isyanı ile karşılaşmışızdır. Üstelik yaz aylarına denk gelen uzun gündüzler
oruçla birlikte kişilerde bir enerji düşmesi, halsizlik ve bitkinlik de
yaratmaktadır. Bütün kimyamızı değiştiren bu türden sıkıntıları basit ve doğal
yöntemlerle tersine çevirmek mümkün mü sorusunu EGEYE DÖNÜŞ sizin için
araştırdı.
Ramazan Başladı |
Günümüzde Avrupa, Kuzey Amerika gibi
gelişmiş sanayiye sahip toplumlarda insanların % 50' den fazlası tamamlayıcı ya
da alternatif tıp yöntemlerinden en az birini kullanmaktadır (Vural, 2014) . Türkiye’de tıbbi
amaçla kullanılan bitkilerin sayısı kesin olarak bilinmemekle birlikte,
bilimsel kayıtlara geçen 500 çeşit civarında bitkiden bahsedilmekte ve yaklaşık
200 tıbbi ve aromatik bitkinin ihraç potansiyelinin olduğu belirtilmektedir (Korkmaz & Karakurt, 2015) . Ülkemizin dört bir
yanına dağılmış olan bu bitki hazinesine en yoğun olarak Ege ve Akdeniz
bölgelerinde rastlanmaktadır. İçinde bulunduğumuz ramazan ayında bize yardımcı
olması muhtemel olan bazı bitkilerin kısa bilgilerini şöyle özetlemek
mümkündür;
Doğal Şifa Kaynakları |
İbn-i Sina’ya göre Çörekotu vücut
enerjisini düzenler, hastalıkla kaybedilen canlılığı geri verir (Toptaş, 2016) . Asurlular döneminde
‘Tin-Tir’ adıyla anıldığı kaynaklarda geçen çörek otunun tarihi yaklaşık olarak
3 bin yıla yakın bir süreci ifade etmektedir (Toptaş, 2016) . Eski Mısır’da
Firavun mezarlarında çörekotu bulunması o dönemde yaşayanlar için de
çörekotunun önemli olduğunu göstermektedir. Vücut direncini yükselten çörek otu
ile ilgili bir yan etki kaydına rastlanmamıştır.
Çörekotu ve Çörekotu Yağı |
Ağızdan başlayarak bağırsaklara kadar
tüm sindirim sistemi organları için faydalı olduğu düşünülen bir başka bitki de
biberiyedir. Biberiye’nin anavatanı Ege ve Akdeniz bölgesidir. Her zaman yeşil
kalan bu çalı, kokulu yaprakları ile muteberdir. Uzun süre kullanımı ile mide,
bağırsak, akciğer ve karaciğer hastalıklarına iyi gelmektedir. Biberiye
gargarası diş eti hastalıkları ve ağız kokusunun giderilmesinde
kullanılmaktadır (Vural, 2014) .
Biberiye |
Kekik de hem yemeklerde lezzet verici
bir baharat, hem demlendiğinde damaklarda hoş rahiya bırakan bir çay, hem de
damıtılarak elde edilen suyu ve yağı ile sindirimi kolaylaştıran bir mucizevî
bitkidir. Geleneksel tıpta akciğer ve bronşlar, mide ve bağırsaklar, kekiğin
başlıca kullanım alanlarıdır. Bitkinin önemli etken maddesi olan eterli uçucu
yağlar kana karışıp, kasları gevşeterek, krampları önleyici özellik
göstermektedir. Kekik aynı zamanda kullanıldığı bölgede bakteri oluşumunu da
önlemektedir (Benli & Yiğit, 2005) .
Kekik |
Üzüm ve üzüm çekirdeğinin faydalarının
yeni yeni konuşulmaya başlandığı çağımızda, pekmezin ihmal edilen gıdalardan
olduğu görülmektedir. Oysa beslenme açısından, içerdiği organik asitler,
mineraller ve vitaminler sayesinde pekmezin beslenmedeki önemi toz şekerden çok
daha fazladır.
Üzüm Çekirdeği ve Bu Çekirdeğin Şifalı Yağı |
Yurdumuzda pekmez hemen hemen
içerisinde şeker bulunan bütün meyvelerden üretilmekle birlikte üzüm ilk sırada
yer almaktadır. Yapılan bir araştırmaya göre 1 kg üzüm (veya 200 gr. pekmez )
kalori olarak bin 150 gr. süte, 300 gr. ekmeğe ya da 390 gr. ete eşdeğer olduğu
belirtilmektedir (Batu, 1993) . Ramazan aylarında
vücudun kaybettiği enerjiyi karşılamak açısından pekmez eşsiz bir gıdadır.
Üzüm Pekmezi |
Zeytinyağı’nın sindirim üzerindeki
olumlu etkileri geniş halk kitlelerince bilinmektedir. Osmanlı döneminde
zeytinyağı pek çok amaçla kullanılırken bunların içinde ilaç olarak
kullanılması da vardır (Oğuz, 2015) . Türk yemek
kültürüne görece olarak sonradan girmiş olan zeytinyağı hafiflik ve sağlık
sembolü olarak mutfağımızda ayrıcalıklı bir yere sahiptir.
En Doğal Meyve Suyu; Zeytinyağı |
İncir Ege Bölgesi için ve özellikle de Aydın yöresi için altın değerindedir. İncir, dünyanın çok çeşitli yörelerinde 600 kadar türü bulunan bir meyvedir. Bunların içinde en önemlisi, Anadolu inciri denilen Ficus carica L.’dir. Ekolojik koşulların uygunluğu ile incirin en önemli gen merkezlerinden biri olan Türkiye, dünya taze incir üretiminde ilk sırada yer alır. Ülkemiz, dünya taze incir üretiminin % 26,57’sini karşılamaktadır
İncir Kuruları |
Sindirim sistemi ve özellikle bağırsak
faaliyetlerini düzenleyici pozitif etkileri yüzyıllardır bilinen incirin kuru
ya da taze meyve olarak tüketimi yaygındır. Zeytinyağı ile kuru incirden elde
edilen incir kürünün bağırsak yumuşatıcı olarak kullanılması sık rastlanan bir
durumdur.
Kaleme alan: Hüsnü Egemen ABİRDÂN
İncir & Zeytinyağı Kürü |
Yorumlar
Yorum Gönder