BAYRAM PABUÇLARI

Şimdilerde herkes "nerde o eski bayramlar" klişesine takılmışken, son söyleyeceğimizi en başa alıp, daha yazımızın ilk satırlarında belirtelim ki hasretle arayanlar ve gönül gözü açık olanlar için “Ege’de O Eski Bayramlar!”...

Sokaklarda çocuk sesleri azalsa da bitmeyen, harçlıkları harcamak için hâlâ mahalle bakkalı bulunabilen, lavanta kokulu eski bayramlar; çaylar, kahveler, baklavalar eşliğinde komşularla, akrabalarla birlik içinde kutlanmakta Egeye Dönüş yapanlarca…

Bayram Çocuğu

Elbette eskiden bayramlar daha farklıydı, ama dünyada değişmeyen tek şey değişimin sürekliliği değil mi?

Çocukluğumuzda görece olarak varlıklı bir hayata sahip olduğumuz halde, paranız olsa da harcanacak yer olmayan bir ülkede yaşadığımızı unutmayalım. O yüzdendi belki de bayramlıklara aşırı sevinmemiz. Bugün çocuklarımız daha çok alternatif içinde daha çok tüketerek yaşıyorlar. Tabii ki bu yönüyle bizim hayattan aldığımız zevki almaları güç olabilir. Ama hangi anne-baba çocuğunun yokluk çekmesini arzu eder ki?

Ege’de hâlâ bayram sabahları top atışıyla karşılanıyor. Bayram namazı çıkışı ailece bayramlaşıp, büyüklerin de bulunduğu kahvaltı sofrasına oturuluyor gülen yüzlerle. Bizim büyüklerimizle evlerimizin arasında şehirler kadar uzak mesafeler yok. Ege şehirlerinde yürüme mesafesi tüm uzaklıklar.

Nazilli Belediyesi Önünde Top Atışı

Ege şehirlerinde yaşayan çocuklar yine bayramlıkları ile mutludur. Belki pabuçlarımızı başucumuza koyup mutluluktan uyuyamadığımız çocukluğumuzdaki kadar değil ama yeni kıyafetlerin giyilmesi heyecanıyla, arefe akşamından zeytinyağlı sabunlarla yapılan mis kokulu banyoların rahatlatmasıyla melekler gibi uykuya dalar çocuklar…

Bayramlaşmalardan sonra alacakları harçlıklarla bizim gibi "Bayramyeri" değilse de, lunapark bekler onları. Hem artık dondurma da daha boldur şehirlerde otuz yıl öncesine göre. Biz mısırı koçanla yerken onlar bardakta ve soslarla bezenmiş şekilde alırlar belki de ama yine de bayramda pamuk şeker vardır, gazoz vardır, alın teri akıtarak kazanılmış harçlıklarla alınan…


Bayramı Hatırlatan 2 Değer


Büyükler Bayramyeri’nde sigara kazanmak için kasnak ya da penaltı atmazlar bugünün bayramlarında, ama çocuklarıyla vakit geçirme mutluluğunu yaşarlar yine de doya doya… Ege'de sadece bilgisayar oyunlarında değildir çocukların araba kullanması, lunaparktaki çarpışan otoları da coşkuyla sağa sola savururlar bayramları mutlu geçirirlerken. Vakitleri vardır bunun için çünkü. Daha az koşuşturur, daha çok yaşamaya vakit ayırırlar.


Bayram Şekerleri ve Harçlıklar

Lavanta keseleri yoktur mendillerin arasında eskisi gibi ama portakal çiçeği kokan, ıhlamur kokan, kiraz çiçeği kokan, Ege gibi incir kokan kolonyalar ikram edilir bayramda gelen konuklara.


Kolonya Kültürü Bayramın Vazgeçilmezlerindendir

Ev yapımıdır baklavalar hâlâ Ege bayramlarında. Hanımların boynunu süsleyen kolyeler gibi, lavaboya asılan kaneviçe işlemeli havlular gibi. Zarafet vardır ev döşemelerinden, çay-kahve ikramlarına kadar. Baklavayı fazla kaçıranlar için kahve yine de tek başına verilmez, yanına bir kaşık incir reçeli eklenir mutlaka. İncir reçeli istemeyene bergamot reçeli ya da incirli çikolata drajeleri hazırlanmıştır şık şekerlikler içinde.


Bir Bayram Klasiği İncir Türüfün Çikolata İle Kaplanmadan Önceki Hâli


Ege'ye Özel Bayram Çikolatası; İncir Türüf

Akşam yemeğine de kalınır bayramlaşmaya gittiğiniz büyüklerinizin evinde. Zaten önceki günden pişirilip hazırlanmıştır zeytinyağlı sarmalar, dolmalar… Zaten sarma ile dolmanın çok farklı iki yemek olduğunu da Egeliler ya da gönlü Egeye Dönüş yapanlar bilirler sadece.

Aslında bayramlar eski bayramlar olsa da insanlar eski mutlu insanlar değil galiba büyük şehirlerde. Belki de bu yüzden Egeye Dönüş yapmak, Ege havası koklamak iyi geliyor insana. Bu bayramda da içinde olduğunuz pabuçları, içine girdiğiniz kalıpları bir kenara bırakarak, çocukluğunuzun bayram pabuçlarını giyin ve farklı bir şeyler yapın. Mutlu olmak, mutlu kalmak, mutlu bir gelecek için, “Ege sizi çağırıyor, sakın geç kalmayın!”

O eski bayramlar hâlâ Ege’de… Unutmayın…

Bayramınız Kutlu Olsun…

Kaleme Alan: Hüsnü Egemen ABİRDÂN

Yorumlar