Bir incir meyvesinin içinde binlerce
çıtır çekirdek yer alır. Her bir çekirdek bir başka meyvenin müjdecisidir. İnce
kabuklu, nazik, yumuşak bir meyve olan incirin çekirdeği, meyvesinin aksine
dayanıklı, inatçı, hayata dört elle sarılan cinstendir. Bir kayanın dibine
düşse kayayı parçalar çıkar yaşamak için; sinmez, boyun eğmez doğanın zor
şartlarına karşı. Yok olup gitmez, inatla direnir ve mücadelesi sonucunda bileğinin
gücüyle yaşam hakkını kazanır. Hayatın, sevginin, bereketin simgesi olduğundan ‘dişilik’ yakıştırılan incir ağacı
mitolojide, bütün diğer bitkilerin kökü ve kuvvetli bir hayat verici olarak
tanımlanır (Koçak) .
İncirin Çekirdeği, Kendisinden Sonra Gelecek İncir Neslinin Habercisidir |
Bereket nedir diye sorsalar; "İncir"dir
demek gelir içimizden. Dünya üzerinde bu kadar az yerde yetiştiği halde,
geçmişte ve bugün bütün insanlık için hem kutsal hem de şifalı olduğuna
inanılıp, zevkle tüketilen incir; sayıca çokluğun değil işlevin önemini
vurgularcasına ‘fonksiyonel gıdalar’ arasında sayılmaktadır.
İncir berekettir; bizim çocukluğumuzda
para-pul, hazır oyuncaklar değil, arkadaşlıklar, sokaklar, elimizle uydurup
yaptığımız oyuncaklar ortak değerlerdi. Bu yüzden gazete kâğıdından yaptığımız
uçurtmalar uçururduk gökyüzünde. O uçurtmaların diğer adı ‘Kasnaklı’ idi. Ve Ege Çocukları Kasnaklılarını kimyasal yapıştırıcı
yerine incir kullanarak kendileri yapardı. İncir gazete kağıdını o kadar güzel
yapıştırırdı ki, rüzgarın şiddetiyle gökyüzünde süzülen Kasnaklı’nın ipinin
koptuğu olur ama yapıştırılan bölümde açılma asla söz konusu olmazdı.
İncir berekettir; çünkü incir en
verimli topraklarda, sulak, sürülebilen ovalarda yetişmez. Ağustos güneşi, ağaçlardaki ballı incir toplarını sarp kayalar, sert topraklar ve susuz, kıraç
arazilerde besler.
Ballı İncirler Kurak Topraklarda Yetişir |
İncir berekettir; incir meyvesinin en
küçüğü, en esmeri, en kalitesizi bile işlev sahibidir. Sofralık olur,
kurutmalık olur, pekmezlik olur, küçücük çekirdekleri sıkılır, damıtılır incir çekirdeği yağı olur; bir şekilde şifa olur, kullanılır incir
meyvesi. Ama buna karşın incir ağacının odunu ‘işe yaramaz odun’ (inutile lignum) olarak anılır (Koçak) . Çünkü incir odunu
dalı taze iken yumuşaktır, kolay kırılır. İncir ağacına tırmanamazsınız bu
yüzden. Fakat kuruduktan sonra da kemik gibi serttir, uğraşsanız da kırılmaz.
Bu yüzden işlenemeyen işe yaramaz odundur incir odunu. Belli ki bu yüzden ‘Darı
unundan baklava, incir odunundan oklava olmaz’ şeklinde atasözlerimize girmiştir.
İncir berekettir; Hititlerde Tanrılara
sunulan kutsal bir meyvedir ve ekonomik hayattaki değeri oldukça yüksektir
incirin (Günal, 2008) . Antik Yunanda ‘onur
verici bir hediye’ olarak görülmüştür. Bu sebeple olimpiyatları kazanan
atletlere incir yaprağından örülmüş taçlar takılmıştır (Dan, 2016) . İncir, İncil’de en
çok adı geçen meyvedir (Vinson, 1999) . Eski Ahit’te de
incirden sıkça söz edilmiş, incir yemek dinginlik ve huzurlu olmakla eşdeğer
tutulmuştur (Dan, 2016) . İslamiyette ise
Allah’ın üzerine yemin ettiği ve Kur’ân-ı Kerîm’de adıyla anılan bir surenin (Tin)
bulunduğu nadide meyvelerdendir incir.
Budistler incir ağacına hürmet eder,
zira inançlarına göre, Buddha incir ağacının altında otururken aydınlanmıştır.
Orta Afrika’da yaşayan kabileler incir ağacına hürmet eder çünkü inançlarına
göre atalarının ruhları incir ağacında yaşamaktadır (Koçak).
Çinlilere göre ‘Yen-ci’ yani çiçeksiz meyve demektir incir. Ruslar ise ‘injir’ ya da ‘anjir’ adıyla anarlar ballı incir toplarını. Farsça ‘encir’
kelimesi delik, delik açma anlamlarının karşılığı olduğu için, Anadolu halkı
incir demeye utanmış ve ‘yemiş’ diye
anmıştır bu meyveyi (Andaç, 2012,
s. 19-21) . Aydın'lılar bugün hala incir yerine yemiş
demeyi tercih ederler bu güzel meyveye.
Efsaneye göre Hz. Âdem’in cennetten
çıkarken yanında olan dört nesneden biri olan incir yaprağı, O’nu
çıplaklığından korumuştur. İşte bu yüzden Allah incir ağacını içi ve dışı
birlikte yenen bir meyve ile ödüllendirmiştir (Koçak) .
İncir Yaprağı Hz. Adem'in Hatırasını Taşır |
Dünya üzerinde pek çok incir çeşidine
rastlansa da kurutmalık incirin en kalitelisi olarak ‘sarı-lop’ ve ‘sarı zeybek’
çeşitleri söylenebilir (Göçmez & Seferoğlu, 2014) ve tabii ki; bu iki
tür dünya üzerinde sadece Aydın ili yakınlarında yetiştirilmektedir.
Ağustos ayında Aydın’ın sokak
pazarlarını dolaşanlar, pazara mahsul satmaya gelen köylü vatandaşların
‘Sarıloooopppp’ ‘Şıraaaloooppp’ şeklinde bağırışlarına şahit olabilirler (Andaç, 2012) .
Bereketle başlayan, şıra tadında bir
lezzete dönerek devam eden incir çekirdeğinin yolculuğu, taze incirle bitmez
tabii ki. İncir kuruları dayanıklı, sağlıklı ve lezzetli incir demektir. Oysa
zıtlıkları seven incirin tazesi, narindir. Toplandığı gibi yenmek ister. Soğuk
zincir yoksa nakliyeye gelmez, uzak diyarlara gitmez. Bu yüzden sabahın ilk
ışıkları ve gecenin serinliği birlikteyken ağacından toplanarak yenen taze
incir dünya üzerindeki en gurme lezzetlerdendir.
Bu aşamaya Egeye Dönüş yapanlar
dışındaki okuyucularımızın yetişmesi zor diye üzülmeyin sakın… Bahçelerdeki
taze incirler bir süre sonra dalında kurumaya yüz tutar. Bu aşamadaki incire ‘Boynu Buruk’ denir. Buruk incirler hem
taze incirin nefasetine, hem de kuru incirin dayanıklılığına yakın özelikleri
ile bilinir. Böylelikle buzdolabı ya da dondurucuda saklanarak, tüketim anına
kadar geçecek sürede yumuşaklık ve lezzetlerini kaybetmezler.
Bir de incir kuruları var tabii, bu
yolculukta. Bahçelerde yere düşmeden daha ağaçtayken kurumaya başlar incirler.
Sonra tek tek toplanarak, kurutma selelerine alınıp, 2-3 gün güneşe maruz
kalınca da lezzetleri katlanır, damak çatlatan cinse döner. İncir kurutma sabır
işidir. Hergün günlük olarak bütün ağaçlar kontrol edilip sadece hazır olanlar
toplanabilir. Diğerleri ise bir gün daha ağaçta bırakılır ki, tam kıvamında
insan eli değsin. Sabır ve meşakkat birlikte olursa kıvama gelir incir kurusu.
Evliya Çelebi Seyahatname’sinde
Nazilli’den ve Nazilli İnciri’nden bahsederken; “Kuru
inciri pek lezzetlidir. Beyaz çarşaflar üzerine dane dane serip güneşin
sıcağında olgunlaşıncaya kadar kuşlardan ve tozlardan korurlar, havada bir
ağırlık olsa beyaz çarşaflarla örterler” demiştir. Evliya Çelebi daha sonra
incirin diğer illere buradan gönderildiğinden de bahseder ve “incir
tazeliğini kuruyunca da muhafaza eder ve durdukça şekerleşir. Biz uzun
seyahatimiz sırasında yedi ikliminde benzerini görmedik” diyerek över (Andaç, 2012,
s. 80-81) .
Sarılopun Kuru Hali |
İncir kuruduğunda, büyüğü, küçüğü,
çürüğü, çatlağı hepsi bir aradadır. Yolculuğun bu evresinde eleme ve seçim
yapılır bu yüzden. Daha büyük olanlar, daha sağlıklı olanlar ve meyve bütünlüğü
açısından daha kusursuz olanlar boylarına göre ayrılır. Bu işlem yapılmadan önce
kaya tuzu çözeltisi katılmış su ile yıkanarak kirlerinden arınmış ve fümigasyon
işleminden geçmiştir incir. Fümigasyon; incir kurt ve zararlılarının yok
edildiği süreçtir (Andaç, 2012,
s. 27) .
İncirler tam 24 saatlik süre içinde tamamen sterilize edilmiş odalarda bakır
borular aracılığıyla verilen gazla temizlenir.
Sonraki aşamada ‘Karanlık Odaya’ alınır
incirler. Burada uygun koşullarda ve nem oranında saklanmamış incirler varsa,
üzerinde oluşan zararlı ‘Aflatoksin’ maddesi hemen belli eder kendisini.
Ultraviole mor ışık turnusol kağıdı görevi görerek, normal gün ışığında asla
görünmeyen zararlı ‘aspergillus flavus’ ya da ‘aspergillus parasiticus’ (Andaç,
2012, s. 25)
mantarlarını yemyeşil bir renge bürüyerek ortaya çıkartır. Bu zararlı mantarlar
toksik madde oluşumuna sebep olduğundan kanserojen etkileri vardır. Bu açıdan ‘Karanlık
Oda’ kuru incirin Ağustos güneşi altında yandığı zamanların ardından gelen bir
başka arınma ve pûr-i pak olma alanıdır.
Karanlık Oda, Mor Işıkta Görülebilen Aflatoksin |
Bu aşamadan sonra incir kuruları için
artık gelin gibi süslenip pakete girme, ailelerin sofralarını, çocukların
beslenme çantalarını şenlendirme vakti gelmiştir. Bu yüzden Egeye Dönüş
ekibi, çekirdekten başlayan yolculuğun tüm aşamalarını titizlikle izler, en
kaliteli, en sağlıklı, en lezzetli incir kurularını özenle seçer ve
takipçilerinin mutluluk anlarına ortak olmaya çalışır.
Kimi zaman incir kurusu ile oluşur
bu mutluluk ortamı, kimi zaman incir kolonyası ile
evlere siner kokusu. İncir çekirdeği yağı
dertlilere deva olurken, bazen incir draje ile
tatlanır ağızlar bazen de şeker ilavesiz damak zevki incir türüf ile yaşanır
bu mutluluk. İncir&Zeytinyağı Kürü ise sıhhatin olmazsa olmazı, şifanın en doğal kaynaklarından biridir...
İncirin mucizevi yönleriyle en kısa
sürede tanışmanızı umuyoruz. Hoşça kalın…
Kaleme Alan: Hüsnü Egemen ABİRDÂN
Yorumlar
Yorum Gönder